HÜCRE STOPLAZMASI
3 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
HÜCRE STOPLAZMASI
HÜCRE STOPLAZMASI
Hücre zarı ile çekirdek zarı arasını dolduran, organeller ve plazmadan meydana gelmiş bir karışımdır. Organeller ve plazma olarak iki kısımda incelenir.
A) Hücre organelleri : Çok hücreli, gelişmiş yapılı canlılarda organ ve sistemlerle gerçekleştirilen hayatsal olaylar (solunum, sindirim, dolaşım, üreme vs.) tek hücreli canlılarda ve çok hücrelilerin her bir hücresinde “organel” denilen hücre içi yapılarıyla gerçekleştirilir. O halde her hücre organeli bir organ ya da sisteme karşılık gelmektedir. Her hücrenin tek başına canlılık özelliği gösterebilmesi organellerle mümkün olmaktadır. Sentrozom ve Ribozom dışındaki organeller zarla çevrilidir. Hücreleri, yapı ve fonksiyon olarak mükemmel işleyen bir devlete benzetebiliriz.
1-Endoplazmik Retikulum: Çekirdek zarına kadar uzanan , hücreyi ağ gibi örmüş, hücre içi kanallar sistemidir. Üzerinde Ribozom bulunduranlara granüllü Endoplazmik Retikulum, bulundurmayanlara granülsüz Endoplazmik Retikulum denir. E.R’ lar hücre içine ve dışına madde taşınmasında, bazı maddelerin depolanmasında görev alırlar. Ribozomlarda sentezlenen maddeleri de golgi’ye taşırlar.
2-Ribozom: Işık mikroskobuyla görülemeyen çok küçük organellerdir. Çekirdek zarı, E.R., stoplazma sıvısı, kloroplast ve mitokondride bulunurlar. Hücrede her türlü protein ve enzim sentezinin yapıldığı yerlerdir. Protein ve RNA’dan yapılmışlardır. Büyük ve küçük alt birimlerden oluşurlar. Protein, enzim ve hormon sentezi hızlı olan hücrelerde daha çok bulunur. Birçoğu yan yana gelerek Polizomları oluştururlar. Virüs hariç bütün canlı hücrelerde bulunan temel organeldir.
3-Mitokondri: Çift katlı zarla çevrili büyük organellerdir. Oksijenli solunumun yapıldığı yerlerdir. ATP’yi sentez ve depo ederler (hücrenin enerji santralleridir). Hücredeki enerji gerektiren reaksiyonların büyük çoğunluğu ATP’yi mitokondriden sağlar. En çok protein ve Lipid’den yapılmışlardır. Az. Miktarda, kendilerine has DNA, RNA ve ribozomları vardır. İç zar kıvrımlar yaparak krista’ları oluşturmuştur. Mitokondri enerji gereksinimi fazla olan (karaciğer, kalp kası, v.s) hücrelerde daha çok bulunur.
Bakteri, mavi yeşil alg ve alyuvarlarda bulunmaz. Bölünerek çoğalabilirler.O halde, mitokondriler ; Glikozun harcandığı (parçalandığı), O2’nin (Oksijenin) kullanıldığı, CO2’nin (karbondioksidin) üretildiği
H2O’nun (suyun) oluştuğu, ATP’nin üretilip depolandığı yerlerdir.Bunlardan O2’nin kullanılması başka hiçbir yerde gerçekleşmez.
4-Golgi: E.R.’den oluşmuştur. Birbirine paralel uzanmış kanalcık ve kesecikler şeklindedir. Salgı maddelerinin oluşturulması, paketlenmesi ve salgılanmasından sorumludurlar. Pankreas, süt bezi, hipofiz gibi salgı bezlerinde, bitkilerin nektar bezlerinde, salgı dokusunda bol bulunur. Değişerek lizozomları meydana getirirler.
5-Lisozom: Hücre içi sindirim enzimlerini taşıyan keseciklerdir. Hücreye fagositoz ve pinositozla alınmış ya da hücre içerisinde oluşturulmuş her türlü büyük moleküller lisozomlar tarafından hidroliz edilir. Hücre yaşlanınca lisozomlar patlar ve hücre kendi kendini sindirir. Buna otoliz denir. Kurbağa larvalarında kuyruğun kaybolması, ölmüş cesetlerin daha çabuk çürümesi bu intihar kesecikleriyle mümkün olmaktadır.
6-Koful (Vakuol): Bitki hücrelerinde ve tek hücrelilerde daha çok ya da daha büyük olarak bulunurlar. Hücrede oluşan artık maddelerin ve fazla sıvıların depolandığı keseciklerdir. Bitkilerde hücre yaşlandıkça koful büyür. Çünkü tuzlu artıklar kofullarda biriktirilir. Kofullar plazmolizde (su kaybetme) küçülür. Deplazmoliz ve turgor’da (su alma) büyür. Bitkilerde salgılanan bir çok koku maddesi koful öz suyundan dışarı atılır. Kofullar fagositoz ve pinositozdan, E.R.’den, golgiden ve çekirdek zarından oluşabilirler.
7-Sentrozom: Sadece hayvansal hücrelerde ve bazı basit yapılı alg ve mantar hücrelerinde bulunur. Silindir şeklindeki iki sentriolden oluşur. Hücre bölünmesi sırasında eşlenerek hücrenin kutuplarına çekilir ve iğ ipliklerini oluştururlar. Bu sayede kromozom takımlarının ayrılması sağlanır. Her sentriol 9 adet protein yapıdaki tüp demetinden meydana gelmiştir. Bitki hücrelerinde sentrozom bulunmadığı takdirde iğ iplikleri stoplazmadaki proteinlerden doğrudan oluşturulur.
8-Plastidler: Yalnız bitkisel hücrelerde bulunan renk maddeleridir. Hücre genç iken renksizdirler. Zamanla gelişen hücreye göre kendi renklerini alırlar. Kloroplast, kromoplast ve lökoplast olarak üç çeşittir.
Kloroplast : Yeşil renklidirler. Klorofil demetleri (Granum) ve bunlar arasını dolduran sıvıdan (stroma) oluşurlar. Yaprak ve genç gövde hücrelerinde bulunurlar. Bazı bakteriler ve mavi yeşil alg’lerde kloroplast buunmayıp, klorofil molekülleri, stoplazma sıvısına dağılmıştır. Mantarlarda klorofil yoktur. Kloroplast fotosentezle organik besinlerin ve serbest oksijenin üretildiği yerlerdir. Bu sayede güneşin ışık enerjisi kimyasal enerjiye dönüştürülmüş olur. Bütün canlı organizmalar enerjilerini fotosentezle üretilen organik besinlerden sağlarlar. Buna göre kloroplastlar:
• Işığın kullanıldığı (soğurulduğu)
• CO2’nin tutulup kullanıldığı (indirgendiği)
• H2O’nun kullanıldığı (parçalandığı)
• O2’nin oluşturulduğu
• Glikoz ve nişastanın sentezlendiği yerlerdir.
Bunlardan ışığın kullanılması ve suyun parçalanması klorofilden başka hiçbir yerde gerçekleşmez. Kloroplast’ların da mitokondri gibi kendine ait DNA, RNA ve ribozomları vardır.
Kromoplastlar : Yeşilin dışındaki renkleri oluşturan pigment maddelerini taşıyan taneciklerdir. Çiçek ve meyvelere renk verirler. Karoten (turuncu), kasantofil (sarı) ve likopin (kırmızı) başlıcalarıdır. Bitkilerdeki diğer birçok renk, koful öz suyunun asitlik veya bazlığına göre renk değiştirebilen, “antokyan” maddesi tarafından oluşturulur.
Lökoplast : Renksiz plastidlerdir. Nişasta, yağ ve protein depo ederler. Bu sebepten en çok depo organlarında bulunurlar. Bütün plastidler ışık ve sıcaklık etkisiyle birbirlerine dönüşebilirler. Tohumların ve patates yumrusunun yeşermesi, domatesin kızarması, sonbaharda yaprakların sararması gibi.
9-Hücre Çeperi (Hücre duvarı): Sadece bakteri ve bitki hücrelerinde bulunur. Bir hücre organeli olmayıp hücreyi dıştan saran koruyucu bir yapıdır. Genellikle bir karbondihrat olan selülozdan meydana gelmiştir. Bitki türüne göre çeper üzerinde kütin, lignin, süberin, kalsiyum ve silisyum gibi farklı maddeler birikir. Hücre çeperi cansız ve serttir. Üzerindeki delikler hücre zarındaki porlardan daha büyük olduğu için tam bir geçirgendir. Bitkilere dayanıklılık ve esneklik verir. Bitkilerin çeperi selülozdan değil başka maddelerden yapılmıştır.
b) Hücre Plazması : Organcıklar agrasını dolduran kolloid bir sıvı karışımıdır. Büyük oranını su oluşturur (%60-90). Bu oran su bitkilerinde %98, spor ve tohumlarda %10, insan hücrelerinde %65’dir. Yalandıkça su oranı azalır. Su ile beraber enzimler, hormonlar, nükleotidler, tRNA’lar, mRNA’lar, ATP, aistler, iyonlar, mineraller, sindirilmiş (amino asit, glikoz, yağ asiti, gliserol) ve sindirşmemiş (protein, yağ, nişasta, glikojen) besin maddeleri plazmayı oluşturur.
ÇEKİRDEK (NUKLEUS)
Bakteri, mavi-yeşil alg ve memelilerin alyuvarları hariç bütün canlı hücrelerde bulunur. Çekirdeği olmayan canlılarda çekirdek maddesi (DNA’lar) stoplazmaya dağılmış olarak bulunur. Çekirdek hücrenin bütün hayatsal olaylarını kontrol eden (yöneten) merkez ve genetik maddenin koruyucusudur.
a) Yapısı ve özellikleri : Çekirdek zarı çift katlıdır. Üzerindeki porlar hücre zarındakilerden daha geniştir. Çünkü mRNA ve tRNA’ların geçmesini sağlamalıdır. Bazen çekirdek zarının dış kısmında ribozomlar bulunur. Ayrıca çekirdek zarı kromozomların stoplazmaya dağılarak bozulmasını önler. Hücre bölünürken eriyerek kaybolur. Çekirdekçik, kromatin ipliğin yoğunlaşmış şeklidir. Protein ve RNA yönünden de zengindir. Hücre bölünmesi esasında kaybolur, sonra yeniden oluşturulur. Çekirdek plazması (karyoplazma) ise su, nükleotidler, RNA, ATP ve enzimlerden meydana gelmiştir. Kromatin iplikler, çekirdeğin en önemli kısımlarıdır. Bunlar hücre bölünmesi anında kısalıp, kalınlaşarak belirginleşir ve kromozom adını alırlar. Kromozomların görevleri, hücrenin yönetimi ve kalıtımı sağlamaktır. Her canlı türünde belli sayıda olup, zamanla değişmez. Bazı türlerin kromozom sayıları aynı olabilir. Bu çok önemli değildir. Önemli olan kromozomlar üzerindeki şifrelerin benzer olmasıdır. İnsanda 46, kurtbağı bitkisinde 46 ve moli balığında 46 kromozom vardır. Ancak görüldüğü gibi üçüde birbirinden çok farklı canlılardır. Bir tür bağırsak kurdunda 2 adet, bir tür eğreltiotunda ise 1500 adet kromozom vardır. Ancak bağırsak kurdu hayvan olmakla daha mükemmel sayılır.
Bölünme sırasında ışık mikroskobuyla görülen ve incelenen kromozomlar eşlenmiş halde bulunurlar. DNA ve proteinden oluşurlar, DNA’ların stoplazma sıvısı içinde mutasyondan koruyan bu protein yapıdır. Eşlenmiş iki kardeş kromozomu bir arada tutan bağlantı noktasına Sentromer denir. İğ iplikleri de bu kısımlara bağlanır. Sentromerin bulunduğu bölgeye göre kromozomlar farklı görünüm kazanırlar. 2n kromozomlu (diploid) hücrelerde kromozomlar çift çift bulunur (cinsiyet kromozomları hariç). Şekil ve görev bakımından birbirine benzeyen bu kromozom çiftlerine homolog kromozomlar denir. Homolog kromozomların karşılıklı bölge (lokus)’lerinde bulunan Gen’ler aynı karakterler üzerine etkilidir.
b) Çekirdeğin Yöneticiliği: Çekirdeğin hücre hayatı için ne kadar önemli olduğu ve hücrenin yönetim merkezi olduğu çeşitli deneylerle ispatlanmıştır. Bu konuda en meşhur deney tek hücreli bir su yosunu olan Acetebularia türleriyle yapılan deneylerdir. Bu su yosununun şemsiye kısmı yuvarlar ve yıldız biçimli olmak üzere iki türü vardır. Her iki türden kesilen çekirdekli ve çekirdeksiz parçaların aşılanıp gelişmesi incelenmiş ve şemsiye şeklini çekirdeğin belirlediği ortaya çımıştır.
Hücre zarı ile çekirdek zarı arasını dolduran, organeller ve plazmadan meydana gelmiş bir karışımdır. Organeller ve plazma olarak iki kısımda incelenir.
A) Hücre organelleri : Çok hücreli, gelişmiş yapılı canlılarda organ ve sistemlerle gerçekleştirilen hayatsal olaylar (solunum, sindirim, dolaşım, üreme vs.) tek hücreli canlılarda ve çok hücrelilerin her bir hücresinde “organel” denilen hücre içi yapılarıyla gerçekleştirilir. O halde her hücre organeli bir organ ya da sisteme karşılık gelmektedir. Her hücrenin tek başına canlılık özelliği gösterebilmesi organellerle mümkün olmaktadır. Sentrozom ve Ribozom dışındaki organeller zarla çevrilidir. Hücreleri, yapı ve fonksiyon olarak mükemmel işleyen bir devlete benzetebiliriz.
1-Endoplazmik Retikulum: Çekirdek zarına kadar uzanan , hücreyi ağ gibi örmüş, hücre içi kanallar sistemidir. Üzerinde Ribozom bulunduranlara granüllü Endoplazmik Retikulum, bulundurmayanlara granülsüz Endoplazmik Retikulum denir. E.R’ lar hücre içine ve dışına madde taşınmasında, bazı maddelerin depolanmasında görev alırlar. Ribozomlarda sentezlenen maddeleri de golgi’ye taşırlar.
2-Ribozom: Işık mikroskobuyla görülemeyen çok küçük organellerdir. Çekirdek zarı, E.R., stoplazma sıvısı, kloroplast ve mitokondride bulunurlar. Hücrede her türlü protein ve enzim sentezinin yapıldığı yerlerdir. Protein ve RNA’dan yapılmışlardır. Büyük ve küçük alt birimlerden oluşurlar. Protein, enzim ve hormon sentezi hızlı olan hücrelerde daha çok bulunur. Birçoğu yan yana gelerek Polizomları oluştururlar. Virüs hariç bütün canlı hücrelerde bulunan temel organeldir.
3-Mitokondri: Çift katlı zarla çevrili büyük organellerdir. Oksijenli solunumun yapıldığı yerlerdir. ATP’yi sentez ve depo ederler (hücrenin enerji santralleridir). Hücredeki enerji gerektiren reaksiyonların büyük çoğunluğu ATP’yi mitokondriden sağlar. En çok protein ve Lipid’den yapılmışlardır. Az. Miktarda, kendilerine has DNA, RNA ve ribozomları vardır. İç zar kıvrımlar yaparak krista’ları oluşturmuştur. Mitokondri enerji gereksinimi fazla olan (karaciğer, kalp kası, v.s) hücrelerde daha çok bulunur.
Bakteri, mavi yeşil alg ve alyuvarlarda bulunmaz. Bölünerek çoğalabilirler.O halde, mitokondriler ; Glikozun harcandığı (parçalandığı), O2’nin (Oksijenin) kullanıldığı, CO2’nin (karbondioksidin) üretildiği
H2O’nun (suyun) oluştuğu, ATP’nin üretilip depolandığı yerlerdir.Bunlardan O2’nin kullanılması başka hiçbir yerde gerçekleşmez.
4-Golgi: E.R.’den oluşmuştur. Birbirine paralel uzanmış kanalcık ve kesecikler şeklindedir. Salgı maddelerinin oluşturulması, paketlenmesi ve salgılanmasından sorumludurlar. Pankreas, süt bezi, hipofiz gibi salgı bezlerinde, bitkilerin nektar bezlerinde, salgı dokusunda bol bulunur. Değişerek lizozomları meydana getirirler.
5-Lisozom: Hücre içi sindirim enzimlerini taşıyan keseciklerdir. Hücreye fagositoz ve pinositozla alınmış ya da hücre içerisinde oluşturulmuş her türlü büyük moleküller lisozomlar tarafından hidroliz edilir. Hücre yaşlanınca lisozomlar patlar ve hücre kendi kendini sindirir. Buna otoliz denir. Kurbağa larvalarında kuyruğun kaybolması, ölmüş cesetlerin daha çabuk çürümesi bu intihar kesecikleriyle mümkün olmaktadır.
6-Koful (Vakuol): Bitki hücrelerinde ve tek hücrelilerde daha çok ya da daha büyük olarak bulunurlar. Hücrede oluşan artık maddelerin ve fazla sıvıların depolandığı keseciklerdir. Bitkilerde hücre yaşlandıkça koful büyür. Çünkü tuzlu artıklar kofullarda biriktirilir. Kofullar plazmolizde (su kaybetme) küçülür. Deplazmoliz ve turgor’da (su alma) büyür. Bitkilerde salgılanan bir çok koku maddesi koful öz suyundan dışarı atılır. Kofullar fagositoz ve pinositozdan, E.R.’den, golgiden ve çekirdek zarından oluşabilirler.
7-Sentrozom: Sadece hayvansal hücrelerde ve bazı basit yapılı alg ve mantar hücrelerinde bulunur. Silindir şeklindeki iki sentriolden oluşur. Hücre bölünmesi sırasında eşlenerek hücrenin kutuplarına çekilir ve iğ ipliklerini oluştururlar. Bu sayede kromozom takımlarının ayrılması sağlanır. Her sentriol 9 adet protein yapıdaki tüp demetinden meydana gelmiştir. Bitki hücrelerinde sentrozom bulunmadığı takdirde iğ iplikleri stoplazmadaki proteinlerden doğrudan oluşturulur.
8-Plastidler: Yalnız bitkisel hücrelerde bulunan renk maddeleridir. Hücre genç iken renksizdirler. Zamanla gelişen hücreye göre kendi renklerini alırlar. Kloroplast, kromoplast ve lökoplast olarak üç çeşittir.
Kloroplast : Yeşil renklidirler. Klorofil demetleri (Granum) ve bunlar arasını dolduran sıvıdan (stroma) oluşurlar. Yaprak ve genç gövde hücrelerinde bulunurlar. Bazı bakteriler ve mavi yeşil alg’lerde kloroplast buunmayıp, klorofil molekülleri, stoplazma sıvısına dağılmıştır. Mantarlarda klorofil yoktur. Kloroplast fotosentezle organik besinlerin ve serbest oksijenin üretildiği yerlerdir. Bu sayede güneşin ışık enerjisi kimyasal enerjiye dönüştürülmüş olur. Bütün canlı organizmalar enerjilerini fotosentezle üretilen organik besinlerden sağlarlar. Buna göre kloroplastlar:
• Işığın kullanıldığı (soğurulduğu)
• CO2’nin tutulup kullanıldığı (indirgendiği)
• H2O’nun kullanıldığı (parçalandığı)
• O2’nin oluşturulduğu
• Glikoz ve nişastanın sentezlendiği yerlerdir.
Bunlardan ışığın kullanılması ve suyun parçalanması klorofilden başka hiçbir yerde gerçekleşmez. Kloroplast’ların da mitokondri gibi kendine ait DNA, RNA ve ribozomları vardır.
Kromoplastlar : Yeşilin dışındaki renkleri oluşturan pigment maddelerini taşıyan taneciklerdir. Çiçek ve meyvelere renk verirler. Karoten (turuncu), kasantofil (sarı) ve likopin (kırmızı) başlıcalarıdır. Bitkilerdeki diğer birçok renk, koful öz suyunun asitlik veya bazlığına göre renk değiştirebilen, “antokyan” maddesi tarafından oluşturulur.
Lökoplast : Renksiz plastidlerdir. Nişasta, yağ ve protein depo ederler. Bu sebepten en çok depo organlarında bulunurlar. Bütün plastidler ışık ve sıcaklık etkisiyle birbirlerine dönüşebilirler. Tohumların ve patates yumrusunun yeşermesi, domatesin kızarması, sonbaharda yaprakların sararması gibi.
9-Hücre Çeperi (Hücre duvarı): Sadece bakteri ve bitki hücrelerinde bulunur. Bir hücre organeli olmayıp hücreyi dıştan saran koruyucu bir yapıdır. Genellikle bir karbondihrat olan selülozdan meydana gelmiştir. Bitki türüne göre çeper üzerinde kütin, lignin, süberin, kalsiyum ve silisyum gibi farklı maddeler birikir. Hücre çeperi cansız ve serttir. Üzerindeki delikler hücre zarındaki porlardan daha büyük olduğu için tam bir geçirgendir. Bitkilere dayanıklılık ve esneklik verir. Bitkilerin çeperi selülozdan değil başka maddelerden yapılmıştır.
b) Hücre Plazması : Organcıklar agrasını dolduran kolloid bir sıvı karışımıdır. Büyük oranını su oluşturur (%60-90). Bu oran su bitkilerinde %98, spor ve tohumlarda %10, insan hücrelerinde %65’dir. Yalandıkça su oranı azalır. Su ile beraber enzimler, hormonlar, nükleotidler, tRNA’lar, mRNA’lar, ATP, aistler, iyonlar, mineraller, sindirilmiş (amino asit, glikoz, yağ asiti, gliserol) ve sindirşmemiş (protein, yağ, nişasta, glikojen) besin maddeleri plazmayı oluşturur.
ÇEKİRDEK (NUKLEUS)
Bakteri, mavi-yeşil alg ve memelilerin alyuvarları hariç bütün canlı hücrelerde bulunur. Çekirdeği olmayan canlılarda çekirdek maddesi (DNA’lar) stoplazmaya dağılmış olarak bulunur. Çekirdek hücrenin bütün hayatsal olaylarını kontrol eden (yöneten) merkez ve genetik maddenin koruyucusudur.
a) Yapısı ve özellikleri : Çekirdek zarı çift katlıdır. Üzerindeki porlar hücre zarındakilerden daha geniştir. Çünkü mRNA ve tRNA’ların geçmesini sağlamalıdır. Bazen çekirdek zarının dış kısmında ribozomlar bulunur. Ayrıca çekirdek zarı kromozomların stoplazmaya dağılarak bozulmasını önler. Hücre bölünürken eriyerek kaybolur. Çekirdekçik, kromatin ipliğin yoğunlaşmış şeklidir. Protein ve RNA yönünden de zengindir. Hücre bölünmesi esasında kaybolur, sonra yeniden oluşturulur. Çekirdek plazması (karyoplazma) ise su, nükleotidler, RNA, ATP ve enzimlerden meydana gelmiştir. Kromatin iplikler, çekirdeğin en önemli kısımlarıdır. Bunlar hücre bölünmesi anında kısalıp, kalınlaşarak belirginleşir ve kromozom adını alırlar. Kromozomların görevleri, hücrenin yönetimi ve kalıtımı sağlamaktır. Her canlı türünde belli sayıda olup, zamanla değişmez. Bazı türlerin kromozom sayıları aynı olabilir. Bu çok önemli değildir. Önemli olan kromozomlar üzerindeki şifrelerin benzer olmasıdır. İnsanda 46, kurtbağı bitkisinde 46 ve moli balığında 46 kromozom vardır. Ancak görüldüğü gibi üçüde birbirinden çok farklı canlılardır. Bir tür bağırsak kurdunda 2 adet, bir tür eğreltiotunda ise 1500 adet kromozom vardır. Ancak bağırsak kurdu hayvan olmakla daha mükemmel sayılır.
Bölünme sırasında ışık mikroskobuyla görülen ve incelenen kromozomlar eşlenmiş halde bulunurlar. DNA ve proteinden oluşurlar, DNA’ların stoplazma sıvısı içinde mutasyondan koruyan bu protein yapıdır. Eşlenmiş iki kardeş kromozomu bir arada tutan bağlantı noktasına Sentromer denir. İğ iplikleri de bu kısımlara bağlanır. Sentromerin bulunduğu bölgeye göre kromozomlar farklı görünüm kazanırlar. 2n kromozomlu (diploid) hücrelerde kromozomlar çift çift bulunur (cinsiyet kromozomları hariç). Şekil ve görev bakımından birbirine benzeyen bu kromozom çiftlerine homolog kromozomlar denir. Homolog kromozomların karşılıklı bölge (lokus)’lerinde bulunan Gen’ler aynı karakterler üzerine etkilidir.
b) Çekirdeğin Yöneticiliği: Çekirdeğin hücre hayatı için ne kadar önemli olduğu ve hücrenin yönetim merkezi olduğu çeşitli deneylerle ispatlanmıştır. Bu konuda en meşhur deney tek hücreli bir su yosunu olan Acetebularia türleriyle yapılan deneylerdir. Bu su yosununun şemsiye kısmı yuvarlar ve yıldız biçimli olmak üzere iki türü vardır. Her iki türden kesilen çekirdekli ve çekirdeksiz parçaların aşılanıp gelişmesi incelenmiş ve şemsiye şeklini çekirdeğin belirlediği ortaya çımıştır.
Geri: HÜCRE STOPLAZMASI
paylaşımın için sağol m@ny@k
Somon- Caylak Üye
- Mesaj Sayısı : 20
Kayıt tarihi : 19/02/09
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz